8 Ocak 2011 Cumartesi

Dehşetengiz Sosyal Oluşum : "Twitter"

"Twitter ne oluyor şimdi?" , "Twitter'da ne yazıyorsun peki?" gibi sorulara maruz kalanlardansanız, bu sorulara uzunca bir süre diliniz döndüğünce sabırla cevap verenlerdenseniz, o sizseniz, hoşgeldiniz.

Sene oldu 2011, biz Twitter kullanıcıları hala bu sorulara maruz kalıyoruz. Ben, bu soru bana ilk kez yöneltildiğinde verdiğim basit ötesi cevabı o kadar benimsedim ki, hep onu sunuyorum soranlara. Çok memnunuz.

Cevabımın basit olması, soranlar kaynaklı aslında. Zira soranların hepsi hali hazırda Facebook kullanıcısı olduklarından, sorularının cevabını bu site üzerinden örnekleyerek veriyorum. "Facebook'ta 'durum' kısmı var ya, oraya bir şey yazılıyorsun, yorum yaparken abartılıyor bildirim manyağı oluyorsun falan, işte oranın siteleşmiş hali. Yorum yerine de 'reply' var, mis." Şimdiye kadar "olmadı baştan anlat" diyene rastlamadım, naçizane tavsiyemdir bu soru ile sık karşılaşanlara.

Twitter'da yazılanlara Tweet deniliyor. Tweet'in kelime anlamı ise "Cik". Kuş cik cik'i yani. Anlık güncellendiğinden mütevellit, böyle bir tanımı uygun görmüş Twitter'ı düşünen kimseler. Çok da yerinde olmuş. Follow / Takip , Twitter'ın ana olayı olmakla birlikte, Facebook'taki sistemden tamamen farklı. Facebook'ta arkadaş olarak ekliyorsun, ve bu karşılıklı oluyor, ama Twitter'da bu hadise ayrı. Follower / Takipçi , Following / Takip ettiğin -çevirilerimin hastasıyım- gibi bir ayırım var. Özetle, senin takip ettiğin kişi, seni takip etmek zorunda değilken, seni takip eden herkesi de sen takip etmek zorunda değilsin. "Follow back" diye bir şey yok yani, üzgünüm.

Twitter gayet dehşetengiz bir mecra.
Örneğin, Lenny Kravitz'i de içinde bulunduran Twitter kullanıcısı bir grup sanatçı, oyuncu, komedyen, belirli kuruluşlar için -yanılmıyorsam Lenny Kravitz'in olayı AIDS vakfı içindi- hesaplarını güncellemeyeceklerini açıkladılar geçenlerde. Söz konusu kurumlara yeterli miktarda bağış yapılmadığı takdirde bu olay böyle devam edecekti. "Bağışlarınızı yapın, tekrar Twitter'a boy gösterelim" dediler kısacası. Fikir babası kimse her yerinden öpmek lazım, muhteşem bir fikir. Ki az önce baktım, 3 gün önce tweet yazmış Lenny Kravitz. Demek ki bağış çağrısı işe yaramış. Darısı bizimkilerin başına.

Bizimkiler derken, Türk ünlülerden kastım.
Önceleri Twitter'da adeta çılgın atan, Ece Erken'den Miley Cyrus cd'leri isteyen Emre Aydın, geçenlerde Twitter hesabını plak şirketine -ya da her neyse- devredeceğini, Following kısmını sıfırlayacağını, yani kimseyi takip etmeyeceğini, hesabını konserler, etkinlikler hakkında bir haber kaynağı haline çevireceğini açıkladı. Yaptı da, şu an kimseyi takip etmiyor, 18 tane de tweet'i var, diğerlerini silinmiş. Lakin şahsım, Ece Erken'den Miley Cyrus cd'si isteyen Emre Aydın'ı hiç unutmayacak, üzgünüm Emre'cim bazı şeyler için çok geç. Ama karar isabetli yani, gerek yok böyle tweet'lere Twitter'da. Emre Aydın'ın hesabı verified account, yani "onaylı" hesap. Sahte değil yani, bunu da belirtmekte fayda var.

Bir diğer Following kısmı sıfır olan ünlümüz ise Elif Şafak. Aforizma kasmakta kendisi. Ya da kitaplarından çeşitli alıntılar yapmakta. Beğendiği yazarlardan da alıntılar yaptığına rastladım. O da kendi reklamını yapıyor yani beleşe. Acımasız bir laf gibi algılamayınız zira an itibariyle kendisinin 82.858 takipçisi bulunduğunu belirtmek isterim. Reklamın Allah'ını yapıyor hatta. Ayrıca düşünsenize, ana sayfaları bomboş. İnsan kocasını bile takip etmez mi canım? Enteresan valla.

Ece Erken her reply'e ekseriyetle yanıt verirken, Tuna Kiremitçi genelde "işteş" fiillerle kurduğu cümlelerini takipçilerine sunuyor. Demet Akalın Türkçe konusundaki cehaletini her gün bize kanıtlarken, Gülben Ergen her sabah "Günaydııııın" yazmaktan vazgeçmiyor. Ahmet Hakan, inatla espri yapma çalışmalarına tam gaz devam ederken, Mirgün Cabas inceden ayar verdiği havalı havalı tweetleriyle karşımıza çıkıyor. Ntv'de -günlerin getirdiği- Kaan Sezyum'un "35 yaşındayım porno iz...(leyemeyecek miyim)" cümlesini tamamlattırmadan küt diye reklama giden adam nerede, bu tweetleri yazan adam nerede diye sorarlar adama. Elin gavuru AIDS için, bağış için hesap dondursun, bizimkiler tragedyalarına devam etsinler. Sülalemiz rahat.

Twitter ülkemizde çoğu kişiye ekmek kapısı da oldu.
Twitter oluşumundan önce blog sahibi olan, belli bir okuyucuya sahip olsun olmasın blog yazmayı alışkanlık haline getiren bir sürü kişi, Twitter'da resmen patlama yarattı. Sadece blog yazarları değil, Twitter'da yazdığı tweetlerle on binlerce takipçiyi kendisine bağlayıp reklam alarak para kazanan insanlar biliyorum. Blog sahipleri ise, bilindiği üzere kitap sahibi yazar olma yolundalar. Satışlarının iyi olduğunu, ilk kitabı yayımlananların 2. kitapları üzerine çalışmaya başladıklarını, hatta 2. kitapların piyasaya çıkmaya başlayacağı da şahsıma gelen bilgiler arasında. Bir sosyal oluşumu bu şekilde değerlendirebilmek de, şahsi başarımızdır kanımca.

2009 yaz aylarından beri Twitter kullanıcısı olan şahsım, o zamanlar da "tutmaz ya bu, seneye kim hatırlayacak Facebook varken" gibi cümleleri çok duydu. Ama tutmaz denen Twitter aldı yürüdü, bakın millete neler sunar oldu. Tabi durum böyle olunca takipçi sayısı kaygısı başladı. Beni takip ettikten sonra, benden karşılık görmeyince -follow back- bana hakaret ettikten sonra (!) unfollow eden kimselerle karşılaşmışlığım vardır. Daha nelerle karşılaşacağımı merakla beklemekteyim.

"Tweet'imi çaldın" olayına gireyim diyorum ama, çıkamamaktan korkuyorum :)
Bu konuda herkes pek bir hassas. "Hadi araklıyorsun, seni takip eden adamınkileri bari araklama" diyorum sadece. Zira 2 dakika önce yazdığın tweeti 2 dakika sonra ana sayfanda başkası tarafından araklandığını görünce insan bir tuhaf oluyor. İnsanımız hayli enteresan.

Belli kurallar dahilinde yazılmalı demiyorum, ama MSN live messenger gibi sohbet edenler, aforizma kasarken adeta kabız olanlar, sürekli hayatın iğrençliğinden bahseden bunalımlılar, izlediği diziyi-filmi anlatmaktan helak olanlar kendinize güldürtmeyin lan, yeter size güldükleri. Abartmayalım. Sınırı var mıdır bilmiyorum ama, günde 100 tweet de yazmayalım beleş diye abanmayalım sisteme.

Şimdilik söyleyeceklerim bu kadar.
Twitter'lı günler diliyorum efendim.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder