- 2011, Yılmaz Özdil'in 1 Ocak 2011 tarihli efsanevi köşe yazısı ile resmen başladı. Yazı adeta 2011'in ne kadar mükemmel geçeceğinin habercisiydi.
- 2010 yılı boyunca tüm tartışma, evlenme, kayıp arama - bulma - kavuşturma programlarında 70 milyon olarak lanse edilen Türkiye nüfusu 2011'de 75 milyona çıktı. Birkaç programda 80 milyon iddiaları yapılsa da gerçeklik kazanamadı.
- 2 Ocak 2011'de yılın ilk sansürünü Vimeo yedi. Halk yine DNS'e abandı.
- Sansür 2011'in olmazsa olmazıydı. Geçmiş yıllarda Türk Halkı'nın %93.2'si internet sansürünü Youtube sayesinde öğrenip çatır çatır DNS değiştirir olmuştu. 2011'in öğretisi ise Filtre oldu. İnternet filtrelenecek ve güvenli hale gelecekti. Filtre tarihi için 22 Ağustos 2011 tarihi belirlense de internet kullanıcılarının yurdun dört bir yanında dellenmesi sonucu filtre sistemi 22 Kasım 2011'de kullanıcıya ayrı, internete ayrı geçti. Hissettik.
- Filtre adı altındaki sansür uygulamasını protesto için 15 Mayıs 2011'de internet sansürüne karşı yürüyüşler düzenlendi. Her ne kadar bu devasa organizasyona "İstanbul'da 15-20 kişi porno mitingi yaptı" diyen ademoğulları çıksa da İstanbul üzerine düşen görevi yapmıştı. [Hatta buyurun: shameless self promotion]
- 2011'de "Okuduğumuzu anladık mı?" kısmının en popüler kelimesi sehven olurken en az 15 Mayıs 2011 Sansüre Karşı Yürüyüş organizayonu kadar "devasa" olan bir diğer olay ise YGS 2011 şifreli cevap anahtarı oldu. Şifreli cevap anahtarı iddiasından sonra Türkiye 1 gecede modu medyanı çözdü. YGS öncesi mod-medyan olayını çözenler malı götürürken çözemeyenler ise ağzı açık bakındı.. Vay babam..
- İnternet kullanıcısı sene içerisinde birçok kez sınandı. Bu sınanmaların ilki ve kanımca en ilgi çekeni Facebook'ta oluşturulan "Akp'ye İçiyoruz" etkinliğiydi. İktidar destekçisi sayfa sahibi epic bir trolling'e imza atıp +100 bin kişiyi topladığı etkinlik sayfasının adını "Seçimlerde Ak Parti'ye oy atmaya gidicem diyenler" olarak değiştirdi. Sonrasında olaylar gelişti..
- 28 Şubat 2011'de ahanda yazdığım bu alan yasaklandı. Blogspot erişime engellendi. Devletin bana verdiğim bu doğumgünü hediyesini bu yazıda ayrıca belirtmek istedim.
- 3 ayda 1 benzine zam geldi. "Arabası olmayanlara noluyosa yea benzin zammı hakkında ne konuşup duruyolar" diyenlerin %67,3'ünün iq'su tek basamaklı çıktı. İnternet sansürü ise benzin zamlarına paralel gibi bir şeydi. Siteler kapandı, açıldı.. Halk yine DNS'i çaktı. "DNS varken ne sansürü yae ben her yere girerim" diyenler yüzünden dakikada 4 peri öldü. Sonra yine benzine zam geldi. Sonra da otobüs biletlerine zam geldi. "Arabası olmayanlara noluyosa yea benzin zammı hakkında ne konuşup duruyolar" diyenler benzine gelen zam sonrası neden otobüse / dolmuşa zam geldiğine anlam veremedi.
- Defne Joy Foster öldü. "Ölsem de kurtulsam" diyenler ölünce nasıl kurtulunamadığını gördü. Diriye saygı olmayan memleketimde ölüye saygı zaten yoktu.
- Leopard 1 tanklarını geliştirme çalışmasında araştırma başmühendisi Necmettin Erbakan da 2011'de hayatını kaybedenler arasında yer aldı. Kendisinin siyasetine benim yaşım yetmiyor. Hal böyle olunca yıllar önce "kimdir nedir bu insan" derken okuduğum "Leopard 1 tanklarını geliştirme çalışmasında araştırma başmühendisi" tanımını hiç unutmadım, buraya da yazayım istedim. Bu da böyle bir anımdı.
- Apple Computer'in kurucu ortağı, ölümünden 5 hafta öncesine kadar yönetim kurulu başkanı (CEO) ve genel müdürü olan Steve Jobs, 5 Ekim 2011'de öldü. Ölümü sonrası "Stay hungry, stay foolish" olarak da bilinen o meşhur konuşması internet kullanıcılarının %36,7'si tarafından paylaşıldı. Steve Jobs'ı bilmeyenler de böylelikle onu öğrenmiş oldu. Kanımca ölümünü trajikleştiren şey, ölüm haberinin çoğu insan tarafından yaratıcısı olduğu cihazlar aracılığıyla öğrenilmesiydi. Hayat garip.
- 2011'in kayıplarından bir diğeri Amy Winehouse oldu. O öldü, bütün dünya salyalarını akıta akıta otopsi raporunu bekledi. Amy Winehouse'un kanınada uyuşturucu bulunamayınca salyalar silindi. Twitter'da ölümü sonrası Amy Winehouse'un takipçi sayısı arttıkça arttı. Facebook'tan anladığım kadarıyla arkadaşlarımın %36.8'i ağır Amy Winehouse hastasıydı. Ne diyelim, başımız sağ olsun.
- Andy Whitfield, nam-ı diğer Spartacus de 2011'in toprağa gömdükleri arasında yer aldı. Dişilerin %87.4'ü 'Spartacus'ün ölümüne kahroldu.
- 11 Mart 2011'de Japon'ya da deprem oldu. Depremdi tsunamiydi derken tüm dünya Fukuşima Nükleer Tesisleri'ni öğrenmekle kalmayıp Fukuşima 2 nolu santral'e odaklandı. Dehşet günlerdi. Günün anlam ve önemine uygun olarak ülkede patlak veren nükleer tartışması ve skandal açıklamalar sonrasında aklımda kalan tek cümle şu oldu: "Nükleer enerjiye karşı değilim ama tüpgaz ile santrali bir tutan insanların yapacağı santrale karşıyım."
- YGS 2011 şifreli cevap anahtarı skandalı sonrasında skandalın 2. dalgası basına dağıtılan kitapçıkla sınavda kullanılan kitapçık arasında 3 günlük bir zaman kayması olmasıydı. ÖSYM sıvamıştı.
- Türk Basınının İbrahim Tatlıses'in vurulması ile adeta internetle sınandı. İbrahim Tatlıses'in yoğun bakıma alındığı odanın yanındaki odada yattığını iddia eden Alişan Alişan isimli Twitter kullanıcısı, yazdığı kolpa tweet'lerle Türk basınının haber kaynağı oldu. Ne kaynağı ne kişiyi doğrulamadan danalar gibi haber yapan Türk Basını internetten sınıfta kaldın heyhat. Not: Birçok sanatçının da inanıp takibe aldığı, soru sorduğu bu kullanıcıya tek inanmayan Fulden Uras olmuş, "yoğun bakım'ın yan odası diye bir şey olmaz, kandırma milleti" tarzı tweetler yazmıştı. Bunu da atlamak istemedim.
- Erol Köse Twitter hesabı edindi. Gerisini biliyorsunuz.
- Arka Sıradakiler, Ezel ve hatta Kavak Yelleri bitti.
- Arap Baharı'nı önümüzdeki ekranlardan izledik.
- Futbolda şike, ligin içine limon suyu sıktı. Soruşturmalar - iddianameler birbirini kovalarken birçok klüp çalışanı - yöneticisi kodesi boyladı.
- Beklenen bedelli çıktı. Şartlar ise; 30 bin Türk Lirası ve 30 yaş. Fakat bedelliye pek giden yokmuş. 19 Ekim 2011 Çukurca çatışması'nın etkisiyle rekor bir sayı mı beklediler ne yaptılar bilinmez..
- Deprem bize de uğradı. 23 Ekim 2011'de Van, depremi yaşadı. Konu o kadar sakat ki, nereden tutulursa elde kalacak bir duruma geldi. Bunun üzerine kitap yazılır, tek maddede özet geçilmesi mümkün değil. Ne yardımlar ulaştı, ne ulaşanlar dağıtıldı. Binaların öldürmediği insanları oradaki keşmekeş öldürdü. Yine çok öldük.
- Henüz basılmayan kitap "Dokunan Yanar" yüzünden yayınevi basıldı, kitap arandı. Kitap basılmadan yazarı Ahmet Şık tutuklandı.
- Van Depremi sonrası, çok kısa bir sürede (yanılmıyorsam 3 günde) organize olan rock sanatçıları, Van İçin Rock adı altında konser verdi. 500 bin lira toplanan konserde Van'a okul yaptırılacağı söylendi. 2011'in bize sunduğu sayılı güzellikten birisi buydu. Okulu da merakla beklemekteyiz.
- Wall Street eylemleri de bir başka kitap konusu. Ekonomik eşitsizliğin negatif tarafında olan kişiler (ki bunların oranı %99) daha başka düzenlerin mümkün olduğu gerekçesiyle birleşti. Düşünün ki bu eylemciler pembe saçlı kız portreleri, topuklu ayakkabı, Paris manzaraları ve makaron fotoğrafları geçidi olan Tumblr'da dahi kendilerine yer buldular. Hem dünya, hem Tumblr için ibretlik bu zamanlara 2011 yılında hep beraber şahit olduk.
Not: Son maddedeki %99 hariç, diğer bütün nispi ifadeleri ben uydurdum. Ayrıca 2012 akıllı olsun.